04 Ağustos 2017

Atatürk "Uyuyan Milletler ya ölür, ya da Köle olarak Uyanır."



Turgut Özakman - Şu Çılgın Türkler


Sevgili gençler! İstiklál Savaşı, dünyadaki en meşru, en ahlaklı, en haklı, en kutsal savaşlardan biridir. Emperyalizmi ve yamaklarını dize getiren, bir enkazdan yepyeni, çağdaş bir devlet kurmayı başaran atalarınızla gurur duyun, şehit ve gazi atalarınızın onurunu yalancılara çiğnetmeyin.

MÜRETTEP KOLORDU...
Ağır yaralıları ilk bakımlarını yapıp bulabildiği her taşıtla Eskişehir'e yolluyordu...Hastane kan ve yara kokmaktaydı...Koridor yeni gelen yaralıların yattığı sedyelerle dolmuştu...Gencecik bir er "anacığım" diye inliyordu...Halide Hanım "Savaş denilen ziyafetin mutfağındayız..." dedi,"...Nasıl? Dayanabilecek misin?"Nesrin içi çekilerek,"Çalışacağım efendim" dedi...Ameliyattan çıkmış hastaların koğuşuna doğru ilerlediler...Şu Çılgın Türkler


Tamamı burada... Turgut Özakman Şu Çılgın Türkler  



Che Guevara ile Fidel Castro arasındaki diyalog

Küba’da devrim yapılmış,  yürütülen mücadelenin ekonomik atak safhasına geçme gereği doğmuştur. Devlet bakanlıklarına ve ekonomik gidişata ilişkin toplantıda Fidel kürsüden:

"ekonomiyi düzeltmeliyiz, kaynakları etkin kullanmalıyız"

yönünde söylev verirken

"aranızda iyi bir ekonomist var mıdır?"


der. Koca salonda bir tek Che'nin eli havadadır. Fidel bunun üzerinde Che ye

"senin ekonomiden anladığını bilmiyordum"

der. Che tarihi yanıtını verir

"ben senin: aranızda iyi bir komünist var mı? dediğini sanmıştım..."


    NOT: Burada püf nokta İspanyolca'da "economista" ile "comunista" arasındaki okunuş benzerliğidir.

    Meksikada Castro ile Che'in bir dostlarının evinde yediği yemek sonrasında geçtiği diyalog:

(Asıl konu şudur; Castro Kübada yapmak istediklerini anlatır. Sonra Ernesto'ya "Sen de benim ile bu yola çıkacak mısın?"dır)

Castro: "Ernesto, Şimdi benimle Kübaya gelip devrimi yapacak mısın?"

Ernesto: "Sen biraz delisin! Devrimi yapacağız halkı kurtaracağız."

(Birbirlerine bakıp gülerler)

Castro: "Evet Ernesto, cevabını bekliyorum "

Ernesto: "Tamam geleceğim ama bir şartım var; Küba'dan sonra Bütün Latin Amerikada sonrada dünyada yapacağız bu devrimi!"

Castro (Gülümseyerek): "Ben biraz deliyim; fakat dostum, sen zır delisin!"

tr.wikiquote.org 


Albert Einstein 10 Maddelik HAYAT Dersi

1- Merakınızın peşinden gidin!

“Benim özel bir yeteneğim yok. Yalnızca tutkulu bir meraklıyım.”

Sizin merakınızı çeken nedir? Neyi en çok merak ediyorsunuz? Benim merak ettiğim neden bazı insanların başarılı olup bazılarının olamadığıdır. Bu yüzden yıllarca başarı üzerine çalıştım. Merakınızın peşinden giderseniz başarıya ulaşırsınız

    2- Azim paha biçilmezdir!

“Çok zeki olduğumdan değil, sorunlarla uğraşmaktan vazgeçmediğimden başarıyorum.”

Belirlediğiniz yolun sonuna ulaşacak kadar sabırlı mısınız? Posta pullarının gideceği yere varasıya kadar mektuba yapışıp kalmasından ötürü çok değerli olduğu söylenir. Posta pulu gibi olun ve başladığınız işi bitirin.

    3- Bugüne odaklanın!

“Güzel bir kızı öperken düzgün araba kullanan birisi, öpücüğe hak ettiği dikkati vermiyor demektir.”

İki atı aynı anda süremezsiniz. Bir şeyler yapabilirsiniz ama her şeyi yapamazsınız. Şimdiye odaklanın ve bütün enerjinizi şu anda yaptığınız işe verin.

    4- Hayal gücü güç verir!

“Hayal gücü her şeydir. Sizi bekleyen güzelliklerin önizlemesi gibidir. Hayal gücü bilgiden daha önemlidir.”

Hayal gücünüz geleceğinizi belirler. Einstein şöyle der: “Zekanın gerçek göstergesi hayal gücüdür, bilgi değil”. Bu yüzden hayal gücünüzün hantallaşmasına izin vermeyin.

    5- Hata yapın!

“Hiç hata yapmamış bir insan yeni bir şey denememiş demektir.”

Hata yapmaktan korkmayın. Eğer nasıl okuyacağınızı bilirseniz hatalar sizi daha iyi bir konuma getirebilir. Başarılı olmak istiyorsanız yaptığınız hataları üçe katlayın.

    6- Anı yaşayın!

“Ben geleceği hiç düşünmem, ne de olsa gelecektir.”

Geleceği ayarlamanın tek yolu olabilidiğiniz kadar şimdide olmaktır. Şu anda dünü ya da yarını değiştiremezsiniz. Önemli olan tek an şimdidir.

    7- Değer yaratın!

“Başarılı olmaya değil, değerli olmaya çalışın.”

Zamanınızı başarılı olmak için harcamayın, değerler yaratın. Eğer değerli olursanız başarı kendiliğinden gelecektir.

    8- Farklı sonuçlar beklemeyin!

“Delilik: Aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemek.”

Hergün aynı rutinde yaşayarak farklı görünmeyi bekleyemezsiniz. Hayatınızın değişmesini istiyorsanız kendinizi değiştirmelisiniz.

    9- Bilgi deneyimden gelir!

“Bilgi malumat değildir. Bilmenin tek yolu deneyimlemektir.”

Bir konuyu tartışabilirsiniz ama bu size sadece felsefi bir anlayış kazandırır. Bir konuyu bilmek istiyorsanız onu deneyimlemelisiniz.

    10 - Kuralları öğrenin, daha iyi oynayın!

“Oyunun kurallarını öğrenmek zorundasınız. Böylece herkesten iyi oynayabilirsiniz.”

Yapmanız gereken iki şey var. Birincisi oynadığınız oyunun kurallarını öğrenmek. İkincisi ise oyunu herkesten iyi oynamayı istemek. Bu iki şeyi yaparsanız başarı sizinle olur!
 



Babanız Yaşasaydı Ona Ne Söylerdiniz?


Cenetteki babalara mektup var...Babaları vefat etmiş ünlülere 'Babanız yaşasaydı ona ne söylerdiniz?' diye sordu. Kimi yarım kalan şeyleri tamamladı, kimi babasına nasıl layık olduğunu söyledi ama hepsinin ortak duygusu özlemdi..

Yağmur Kızılok (Fikret Kızılok)
"Baba, emin ol, hiçbir şey kaçırmadın. Türkiye aynı Türkiye... İnsanlar gittikçe daha da aynılaşıyor ve kalabalıklaşıyor. Belki kaçırdığın tek şey, senin teknende seni anarak yediğim güzel balıklar ve içtiğim şaraplar. Bir de, 30'una yaslanmış oğlunun gittikçe sana benzeyen hali... Üstelik fotoğrafına bakınca beni fotoğrafçılık yapmaya iten nedeni daha da iyi anlıyorum. Ne güzel bakmışsın be baba!"

Teoman (Hasan Basri Yakupoğlu)
"Bir çocuk iki yaşındayken babası ölmüşse, onunla ilgili anıları varlığıyla değil, yokluğuyla ilgili oluyor. Yine de iki tane anı parçacığı kalmış bende. Birinde, ben gece yarısı uyanmışım, sen koşup kucağına alıyorsun... Diğerindeyse, salonda hazırlanmış bir yatakta bitkin yatıyor ve sürekli öksürüyorsun. İkişer saniyelik iki hatıra... Resimlerine baktım hep. Şimdi benim boy- larımda aynı boydaymışız zaten esmer, zayıf, güleç, zarif bir adam. Evde senden bahsedildiği ve ağlanıldığı zamanlarda içeriye kaçtıysam da bir kulağım orada oldu hep. Mavi gömlekleri sevdiğini, günde iki kere tıraş olduğunu, inatçılığını, zekiliğini ve nasıl tüm ailenin gözbebeği olduğunu öğrendim yan odadan. Adımı koyarken de zorlanmışsın. Hatta adım önce Alper'miş, nüfus cüzdanımı çıkarttıktan sonra Teoman ismini çok beğenip değiştirmişsin ismimi. Adımı çok sevişim ondan. Seni tanıyan herkesin, geçen onca yıla karşın adını söylerken sesleri titriyor ve gözlerinde hep bir sevgi ve buğu var. Azıcık zamanda herkesin kalbine girmiş ve çıkmamışsın. Ölerek beni çok üzdün; ama böyle bir adam olduğun için hep gurur duydum seninle. Beni tanısan, sen de gurur duyardın, eminim..."

Kerem Alışık (Sadri Alışık)
"Günaydın babacığım. Nasıl iyi uyudun mu? Ben pek uyuyamadım. Tuhaf bir rüya gördüm. Göz gözü görmez bir güz gecesinde uzaklara; çok uzaklara giden bir gemiye biniyorsun. Bütün dostlar, seni sevenler, hayranların orada. Hepsiyle teker teker vedalaşıyorsun. En sonunda sıra bana geliyor. Sen rüzgara doğru durmuşsun. Sarılıyoruz birbirimize; hiç bırakmamacasına... Nefesinle, kokunla, sıcaklığınla, yüreğinle; bütün varlığınla kucaklıyorsun beni. Yorgun ellerinde bir kez daha tanışıyorum sevgiyle. Sonra göz göze geliyoruz. 'Bu bir veda değil, bir merhabadır' diyorsun, 'Annene, sana ve hayata...' Sonra ayrılıyoruz. Ben rıhtımda kalıyorum. Sen gemiye çıkıp bana el sallıyorsun. Ben teşekkür ediyorum sana. Bana; güvenmeyi, sevmeyi, inanmayı ve hayatı öğrettiğin için. İşte böyle bir rüyaydı babacığım. Ne denir? Hayırlı olsun inşallah."

Kenan Doğulu (Yurdaer Doğulu)
"Bugünüm sensiz geçti Cehennemde bir asırdı sanki Gözlerim iflas etti Çığırından çıktı gözyaşlarım Hani her şeyindim bensiz sen yoktun Ayrılamazdık ya Gül dudaklım sihir gözlüm dön... Karabulutları sensizliğin Çöküyor üstüme yavaş yavaş Çiçeğimin renkleri bir bir soluyor Sensiz günlerde pembeler nerde? Yanarım ben sensizliğime Doyamam senin sevgine Bağlarım kopar uçarım gökyüzüne Umutlar gelip geçer Mutluluklar bir an sürer Sensizlik canım ölümden beter

Emrah Karaca (Cem Karaca)
"Sürekli, tekrar tekrar senin geldiğini görüyorum rüyalarımda ve konuşuyoruz... Ben hep hesap soruyorum, 'Neden bırakıp gittin, neden böyle, nasıl?' diye... Ama gerçekten gelsen, herhalde konuşmadan sadece özlemle, hasretle ve daha önce hiç sarılmadığım gibi sarılır öperdim seni; sözcüklere, cümlelere gerek duymadan... Seni seviyorum baba ve teşekkür ederim sana; bana bu kadar güzel bir isim bıraktığın için..."