13 Şubat 2017

Güneşin Yazdığı - Edip Cansever / Bulut - Puşkin


Alıştık bakıvermeye, az şey mi balkondaki deniz
Son gözlerimizi harcadık, en çok da güneşin tuttuğu
Sırası gelmişken söyliyeyim de
Biz onunla güneşi, suyu aşka çeviriyoruz
Bana uzun mu uzun portakal dilimlerini anlatıyor
Duvarları boyatıyor her sonbaharda 
Şimdi ise ne yapalım? bilemiyoruz.
Saçlarla gözleri kesiyoruz makaslar konusunda
Ayağa kalkıyoruz ayağa gece gündüz
Her elde bir gökyüzü var ağlıyacağımız geliyor bir türlü
Çocuklar bekleme yapıları gibi sokaklarda
Biz ki çok alımlı bir balkonu olan
Sarkarak dışarıya
Bunca olanlara bakar gibisine belki 
İnsanda bir türkü var onu çıkarıyoruz.
 
                                                                  Edip Cansever         

 
 
Bulut
Dinmiş tufanın son bulutu!
Bir sen gezinirsin açık mavi gökte.
Senindir, kimsesiz, neşesiz gölge.
Sevinç dolu günü, bir tek sen üzersin.

Az önce çepeçevre sarmıştın gökyüzünü,
Şimşek de seni sarıverdi dehşetle.
Sen ise saçtın gizemli gürlemeni,
Ve açgözlü toprağa yağmur içirdin.

Yeter, defol! İşin bitti artık.
Toprak tazelendi, tufan da kaçtı buralardan.
Ve işte rüzgar da yaprakçıkları okşarken,
Kovuyor seni şu huzurlu göklerden.

Tüm arzularımı yaşadım ben
Hayallerime de soğudum artık
Sadece acılarım kaldı içimde
Meyveleri kalbimdeki boşluğun.

Hayın kaderin fırtınaları altında
Soldu güller açan taç yaprağım da
Yaşıyorum hüzünlü ve yalnız
Ve gelir mi sonum diye bekliyorum.

İşte böyle, sonbahar soğuklarına yenik
Fırtınanın kış ıslığı duyuluyor gibi
Çıplak dalda tek başına
Titremekte geç kalmış bir yaprak!

                                                                              Aleksandr Sergeyeviç Puşkin