23 Aralık 2015

Asteğmen Kubilay’ın şehit edilişinin 85. Yıldönümü...Ruhun Şad Olsun

Ben irticanın kokusuna o kadar hassasımdır ki Cumhuriyeti kurduğumuz günden beri o kokuyu bilirim. Katil, komünist, faşist, hırsız hepsi canından korkar. Ama mürteciler öldüğü zaman Hazreti Peygamberin yanına gömüleceğini sanır. Ölüm korkusu yoktur...İsmet İnönü

Ege bölgesindeki gezisinde konuşan Mustafa Kemal ise şunları söylüyordu: “Halkın saflığından yararlanarak ulusun maneviyatına sataşan kimseler ve onların takipçi ve müritleri elbette birtakım cahillerden ibarettir. Ulusumuzun önünde açılan kurtuluş ufuklarında durmaksızın yol almasına engel olmaya çalışlanlar, hep bu örgütler ve bu örgütlerin üyeleri olmuştur. Türk ulusunun bunlardan daha büyük düşmanı olmamıştır. Bunların varlığını hoşgörü ile kabul edenler, Menemen’de Kubilayın başı kesilirken kayıtsız, ilgisiz izlemeye dayanan ve hatta alıkoymaya cesaret edenlerle birdir.” Menemen olayına karışanların yargıanması için Divan-ı Harp Başkanı General Mustafa Muğlalı görevlendirildi. Muğlalı sanıklara “tarikatın aydın tabakalarından bu ulus çok zarar görmüştür. Tarikatçılar, her zaman ulusa ve ülkeye kötülük yapmışlardır. Son 400 yıllık Türk tarihi incelenirse din ve tarikat perdesi arkasında zavallı saf Müslümanları kalpte saklı olan o ‘sırla’ zehirlemiş ve bu ulus sizin aletiniz olmuştur” dedi. Menemen Olayı’nın soruşturması derinleştirildikçe, olayın çıban baflı konumundaki hazırlayıcısı tarikat lideri Şeyh Esat’ın yurt dışı bağlantıları olduğu da saptandı, ortaya çıkarıldı. “Yurt dışı güçler”, yeni kurulan Türkiye Devleti’nin varlığı yanısıra, onun yönetim biçimi cumhuriyetten de duyduklaru rahatsızlıklarını, dedelerinden miras aldıkları ve torunlarına miras bırakacakları alışılagelmiş yöntemleriyle sürdürüyorlardı 
  
yasarozturk@butundunya.com.tr