19 Mayıs 2015

Atatürk "Türk gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir."

  
  19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı Kutlu Olsun!
 
Atatürk'ün Eğitim ve Gençlikle İlgili Sözleri
Herşeye rağmen muhakkak bir nûra doğru yürümekteyiz. Bende bu imanı yaşatan kuvvet, yalnız, aziz memleket ve milletim hakkındaki sonsuz sevgim değil, bugünün karanlıkları, ahlâksızlıkları, şarlatanlıkları içinde sırf vatan ve hakikat aşkıyla ışık serpmeye ve aramaya çalışan bir gençlik gördüğümdür. ( 1918 )

Gençler için vatanî işlerde ölmek söz konusu olabilir. Ama korkmak asla! ( 1919 )

Gençler! Vatanın bütün ümit ve istikbali size, genç nesillerin anlayış ve enerjisine 
bağlanmıştır. ( 1919 )

Başımıza neler örülmek istenildiği ve nasıl karşı koyduğumuz ve daha doğrusu milletin arzu ve emellerine uyarak ve onun yardımıyla nasıl çalıştığımız görülmeli ve gelecek kuşaklar için ibret ve uyanış nedeni olmalıdır. Zaten herşey unutulur. Fakat biz herşeyi gençliğe bırakacağız, o gençlik ki hiçbir şeyi unutmayacaktır; geleceğin ümidi, ışıklı çiçekleri onlardır. Bütün ümidim gençliktedir.
 ( 1919 )

Milletin bağrından temiz bir nesil yetişiyor. Bu eseri ona bırakacağım ve gözüm arkada kalmayacak. 
( 1923 )

Bizim halkımız çok temiz kalpli, çok asil ruhlu, ilerlemeye çok kabiliyetli bir halktır. Bu halk eğer bir defa karşısındakilerin samimiyetle kendilerine hizmet ettiğine inanırsa her türlü hareketi derhal kabule hazırdır. Bunun için gençlerin herşeyden önce millete güven vermeleri lazımdır. Sayın gençler, hayat mücadeleden ibarettir. Bundan dolayı hayatta yalnız iki şey vardır. Galip olmak, mağlup olmak. Size, Türk gençliğine terk edip bıraktığımız vicdani emanet, yalnız ve daima galip olmaktır ve eminim daima galip olacaksınız. Milletin yükselme neden ve şartları için yapılacak şeylerde, atılacak adımlarda kesinlikle tereddüt etmeyin. Milleti o yükselme noktasına götürmek için dikilecek engellere hep birlikte mani olacağız. Bunun için beyinlerinize, irfanlarınıza, bilgilerinize, gerekirse bileklerinize, pazularınıza, bacaklarınıza müracaat edecek, fakat netice mutlaka ve mutlaka o gayeye varacağız... Bu millet, sizin gibi evlatlarıyla layık olduğu olgunluk derecesini bulacaktır. ( 1923 )

Gençler!
Cesaretimizi kuvvetlendiren ve devam ettiren sizsiniz. Siz almakta olduğunuz eğitim ve kültür ile, insanlık meziyetinin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli sembolü olacaksınız.
Ey yükselen yeni nesil! İstikbâl sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve devam ettirecek sizsiniz. ( 1924 )

Genç fikirli demek, doğruyu gören ve anlayan gerçek fikirli demektir. Milletin egemen amaçlarının görüş noktası budur. Hepimiz ona uymak zorundayız. ( 1925 )

Asla şüphe yoktur ki, Cumhuriyet'in gelecekteki evlâtları bizden daha çok rahata kavuşmuş ve daha mutlu olacaklardır. ( 1927 )

Sizi günlerce meşgul eden uzun ve detaylı söylevim, en sonunda geçmişte kalmış bir dönemin hikâyesidir. Bunda, milletimin ve gelecekti evlatlarımızın dikkatini dikkatini çekebilecek bazı noktaları belirtebilmiş isem, kendimi mutlu sayacağım.
Bu söylevimle, milli hayatı sona ermiş varsayılan büyük bir milletin; bağımsızlığını nasıl kazandığını ve bilim ve tekniğin en son esaslarına dayalı, milli ve modern bir devleti nasıl kurduğunu ifadeye çalıştım.
Bugün ulaşmış olduğumuz sonuç, asırlardan beri çekilen milli felaketlerden alınan derslerin ve bu aziz vatanın, her köşesini sulayan kanların bedelidir.
Bu sonucu, Türk Gençliği'ne emanet ediyorum. ( 1927 )

Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın müspet fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız. Hür fikirler uygulama alanına konulduğu 
zaman Türk Milleti yükselecektir. ( 1930 )

Türk çocuklarının kısmeti her başarılı hamleden hep sevinç veren neticeler almaktır. Türk çocukları; yürüdünüz, yürüyorsunuz, yürüyünüz! Yaptığınız hamleler sizi yüksek ideale ulaştırmak üzeredir. Durmayın, yürüyün...
Mutluluk, refah, sevinç ve hepsinden sonra dünyaya karşı yüksek bir gurur seni bekliyor.
Türk çocukları! Son sözümün son kelimesine dikkat!..
Gurur, büyüklük, sende zaten vardır. Bunu gösterme! Onu kendi yüksek enerjinin 
 harimine ( kutsal yerine ) sakla! Gerekirse büyük alçak gönüllülüğünü göster. Fakat yine gerektikçe göster ezici yumruğunu!
İşte bu niteliklerinle ispat edebilirsin ne olduğunu!..
Benim bugünkü ve yarınki Türk çocukluğundan beklediğim nitelik bu 
şekilde belirmelidir. ( 1936 )

Türkiye Cumhuriyeti'nin, özellikle bugünkü genliğine ve yetişmekte olan çocuklarına hitap ediyorum:
Batı senden, Türk'ten çok geriydi. Anlamda, fikirde, tarihte, bu, böyleydi. Eğer bugün Batı nihayet teknikte bir üstünlük gösteriyorsa, ey Türk çocuğu, o kabahat senin değil, senden öncekilerin affedilmez ihmalinin bir sonucudur.
Şunu da söyleyeyim ki; çok zekisin! Bu belli, fakat zekânı unut! 
Daima çalışkan ol! ( 1936 )

Siz, genç arkadaşlar, yorulmadan beni takibe söz vermişsiniz. İşte ben bilhassa bu sözden çok duygulandım.
Yorulmadan beni takip edeceğinizi söylüyorsunuz. Fakat arkadaşlar, yorulmadan ne demek? Yorulmamak olur mu? Elbette yorulacaksınız. Benim sizden istediğim şey yorulmamak değil, yorulduğunuz zaman dahi durmadan yürümek, yorulduğunuz dakikada da dinlenmeden beni takip etmektir. Yorgunluk her insan, her mahlûk için tabiî bir haldir. Fakat insanda yorgunluğu yenebilecek manevî bir kuvvet vardır ki işte bu kuvvet yorulanları dinlendirmeden yürütür.
Sizler, yeni Türkiye'nin genç evlâtları, yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz. Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir. ( 1937 )

Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir. ( 1937 )

Türk Milleti ve onun küçük ve büyük yaştaki çocukları çelikten yapılmış heykellerdir; onların ne olduklarını anlamak için onlarla savaş meydanlarında boy ölçüşmek lazımdır. 
İşte böyle bir teşebbüstür ki, Türk gençliğinin binlerce sene evvelden beri tanınmış olan yüksek kıymet, kuvvet, kudret ve yenilmez zekâsının imtihanı olur. ( 1937 )