28 Kasım 2012

Şükrü Erbaş - Koşaradım

Gittikçe yalnızlaşıyorsunuz insan kardeşlerim 
Ne bir ortak sevinciniz kaldı sizi çoğaltacak 
Ne bir içten dostunuz var acınızı alacak 
Unuttunuz nicedir paylaşmanın mutluluğunu; 
Toprağı rüzgârı denizi göğü 
O her zaman bir insanla anlamlı 
Tükenmez bir hazine gibi kendini sunan doğayı 
Unuttunuz, gömülüp günlük çıkarların 
Ve ucuz korkuların kör kuyularına 
Daraldıkça daraldı dünyaya açılan pencereniz.

Fırlayıp ilk ışıklarıyla günün dağınık yataklardan 
Koşaradım gidiyorsunuz işinize değişmeyen yollardan 
Kurulmuş saatler gibi günboyu çalışıp tekdüze 
Uzayan gölgelerle koşaradım dönüyorsunuz evinize. 
Ne kadar uzaksa bir felaket sizden o kadar mutlusunuz
Unuttunuz başkalarının acısını duymayı 
Küçük çıkarların büyük kurnazları 
Alışverişe döndü tüm ilişkileriniz, hesaplı, planlı 
Sevgileriniz ayaküstü, ilgileriniz koşaradım 
Unuttunuz konuşmayı kendinizi vererek 
Düşünmeden bir başka şeyi, içten yalın dürüst 
Dışa vurmayı duygularınızı 
Unuttunuz, neydi bir ince söze yakışan en güzel davranış. 

Gittikçe yalnızlaşıyorsunuz insan kardeşlerim 
-Ki bu en büyük kötülüktür size- 
Yıkanmıyor bir kez olsun yüreğiniz yağmurlarla 
Denizler boşuna devinip duruyor bir çarşaf gibi 
Gerip ufkunuza mavisini, çiçekler her bahar 
Uyanışın türküsünü söylüyor da görmüyorsunuz. 
Sizin adınıza dünyanın pek çok yerinde 
İnsanlar dövüşüyor ellerinde yürekleri birer ülke 
Anlamıyorsunuz inançlarını bir kez düşünmüyorsunuz. 
Ömrünüzü güzelleştirecek bir şey almadan hayattan 
Bir şeyler bırakmadan ardınızda gelecek adına 
Koşaradım tükeniyorsunuz insan kardeşlerim 
Koşaradım Duymadan bir gün olsun dünyayı iliklerinizde..


Yaşasaydı Aşık Olurdum

Sana söyleyemediklerimi karıncalara söyleyeceğim -senden benden yalnız bozkıra! Susuyoruz bak hep. Söyleyemediklerimizi susuyor, bilmediklerimizi konuşuyoruz. Senden benden yalnız bozkır, oysa yaratık dolu, yaşam dolu -ya karıncalar? Hep oturup cigara içiyoruz, konyak içiyoruz yetersiz, asıl yetersiz biziz, yalnızlığımız en yetersiz -ya bozkır? Ben kadının biriysem sevilmeliyim, sen bilmezsin güzel miyim, en büyük güzelliğim senin bilmezliğin, duymazlığın -ya en boş damlalar gözlerimizde? Bak, tozluyuz biz, çok tozluyuz -ya bozkır, bozkır yolundan kamyonlar geçerken kalkan toz? Bak, hayal kurarım, en zevksiz acıklı şeylere gözyaşı dökerim de kendimi bilmem. Biz bilmeyiz birbirimizi; böylesine mutlu değil miyiz bazı? Bu evrende her şeyi silecek birileri, yaşamları çoktan. Bu önemli değil, biz çoktan tükenmişiz. Bırakıp bırakıp ırak kentlere bile gidemeyiz, bu uğraşı ister. Bak, bizi ağaçlandırmak güçtür -ya bozkır? 

Erdal Doğan

 

Özdemir Asaf - Uzun Bir Öykü


 
Hiç kimsenin kafesine
Koyamayacağı bir kuş..

Kaçmasını öylesine
Uçmasını böylesine
Unutmuş.

Bir insan sesine
Gelip konmuş.


Afşar Timuçin - Özgürlük

Kuşlar özgürlüğü kanatlarıyla yazarlar
Göklerin serin mavisine
Özgürlük biraz benzer
Güllerin çocuk yüzlü durgun güzelliğine
Özgürlük biraz benzer
Denizlerin ufuklarda başlayan bitmezliğine 

Beyazlara çizilen yorgunluk
Silinir martıların korku veren sesinde
Ne varsa göklerde var
Ovalardan ufuklara kadar
Ne varsa gözlerinde

Özdemir Asaf - Bil

Adının üstüne
Anılar koyma.
Sen mezar değilsin.
Anılar
Adının ardından gelsin.
Sen duvar değilsin.