27 Kasım 2012

Rainer Maria Rilke - Malte Laurids Brigge’nin Notları

Malte Laurids Brigge’nin Notları, her ne kadar kendisi “düzyazı” demeyi tercih etse de, Rilke’nin tek romanı. Modern şiirin büyük ustası bir tür günlük gibi kurguladığı romanında okurunu varoluşun dehlizlerinde karmaşık bir yolculuğa çağırıyor. Genç şair Malte’nin çocukluğuyla, ailesiyle, Paris’le, modern dünyayla, sanatla, aşkla, Tanrı’yla ve ölümle giriştiği hesaplaşma ve yüzleşmeler edebiyat tarihinin önde gelen metinlerinden birini, Alman edebiyatında 19. yüzyıl realist romanından kopuşun ilk ürününü ortaya çıkarıyor. Rilke’nin şiirsel, zaman zaman bilinçakışı tekniğine kayan, en ufak izlenimle tetiklenen kalemi, derinlikli ve tamamen kendine özgü, otobiyografik nitelikler de taşıyan bir kitap ortaya çıkarıyor.

“Rilke, dünyadaki tüm insanlar içinde en duyarlı, en ruh dolu olanıydı.”
Paul Valéry

“Bugün biz Almanya’da şair dediğimiz zaman hâlâ onu [Rilke’yi] düşünmekteyiz…"

Stefan Zweig

Kitaptan bir bölüm okumak için tıklayın

Malte Laurids Brigge'nin Notları  

 

Palyaço

Her şeye hiçbir anlam yükleyememenin derin acısı yayılır yüzündeki kıvrımlara…
Bildim dediğin şeyler bilinmezlikten daha da yakın değildir aslında. 
Hep bir kısır döngü; sular yükselince balıklar karıncaları, sular çekilince karıncalar balıkları yer. 
Hep bir yemece vardır, her yeni doğan güneş ile başlayan güncede. 
Umutsuzluk, umudun ta en dibinden gelir oysa..  
Ağlayan gözler ruhlardaki gökkuşağının zarif bir tebessümüdür, çoğu zaman. 
Düşlerini gerçekleştirdiğin kadar düştün mü yoksa? 
Üzüldün mü buna mutsuz palyaço? 
Ama sen üzülmemelisin ki; görevini mi unuttun yoksa? 
Unutma mutsuz palyaço; 
“Savaşlar, kimin haklı kimin haksız olduğuna değil, kimin hayatta kalıp kimin öleceğine karar verir,” Şu çivisi çıkmış iş hayatında, günahın koynuna girmeden başarı elde edebilen, kaç kişi oldu ki? 
Hayat, düşmemek için yürümemeye, düş görmemek için uyumamaya zorluyor insanı, sana ne elin hayallerinden, sen tak sepeti koluna…
Kimseyi de fırsatlarının kapkapçısı yapma, uyanık ol…unutma mutsuz palyaço, her mutsuzluk bir mutluluğun başlangıcı, her biten yol yeni bir yolun başlangıcı olur. 
Yeni bir yol, yada bitiş ürkütmesin seni. 
Zaten elinden geleni yapmıyor musun, bırak gerisini Yaradan’ına, rahat ol… 
Bildiğin en kötü şeyin yaralaması emin ol ki, bilmediğin her şeyden yine de çok güzel.
Bunları bilip gardını almak, ezilmemek adına uğraşmak ne güzel, dua et de, en kötüsü bile olsa yinede belirsizlik olmasa. 
Al sana bir mutluluk sebebi daha, yaşamaktan gayri. 
Yukarıyı (!) yönetmek için yalaka ve dalkavukluk yapmadığın için sevin mesela.. 
Her ne kadar yüzüne her gün mutluluk maskesi taksan da, kendini satmadın, işini sattın bundan da çok çok mutlu olabilirsin mesela..
Bırak onlar debelenip dursunlar, sen yelken aç, umutlu ve güleryüzlü olma ihtimali olan her şeye yelken aç be mutsuz palyaço.. 
Bile bile lades olmak yada olmamak içinde olduğun oyunun seçimi ise, seçme hakkın olduğunu unutma mutsuz palyaço.. 
Niye palyaço oldum diye sakın üzülme, zaten herkes palyaço.
Hepimizin oynadığı sirk, üstümüzdeki kalın kaftan başka başka. 
Sen en iyisini oyna…